Günümüzde İnsan, her zamankinden daha fazla medya tarafından kuşatılmış durumda, her gün iş bulmak bir o denli daha da zorlaşıyor! Kimileri bunun tama…
Günümüzde İnsan, her zamankinden daha fazla medya tarafından kuşatılmış durumda, her gün iş bulmak bir o denli daha da zorlaşıyor! Kimileri bunun tamamen farkında ve yetkinliklerini bir blog sitesi açarak milyonlara duyurabilme, kariyer avcılarından iş kopartabilme peşinde…. Ya blog açma imkanı olmayıp da sosyal hayatta bende olmak istiyorum diyenler??? Twitter ve Facebook onların emrinde! Ama bir kesim var ki, sosyal medya’da kendimi konumlandırmam profesyonel hayatımı yönlendirme hususunda yeterince etkili olamaz! diyenlerden oluşuyor…. Linked-in tam da bu ihtiyaca yönelik olarak planlanmış. A.B.D ve Avrupa’da çoktan özellikle beyaz yaka çalışanların işe alımlarında, İK uzmanları tarafından sıklıkla başvurulan benzersiz birer kaynak haline gelmiş bile… Türkiye’de ise önemi ve etkinliği günden güne artan, henüz yeterince farkedilmemiş bir hazine…
İş hayatında daha dramatik bir biçimde hissedilecek olan bu mecra ile benim tam anlamıyla buluşmam ise şöyle…
2011’in sonlarına doğru, Cezayir’deki görevime benzer bir pozisyonu üstlenip sürdürdüğüm menşei Amerikan-Kanada-Avusturalya ortaklığına dayanan bir maden şirketinde çalıştığımda, ben hariç neredeyse herkesin çok profesyonelce hazırlanmış Linked-in sayfalarının olduğunu fark ettim. Benim linkedin profili adeta terkedilmiş bir işletmeyi andırırken, linked-in davetiyesi aldığım arkadaşlarımın profilleri ise Manhattan’daki cadde boyu görülen ışıklı bilboardların hakim olduğu bir festivali andırıyordu… etkilenmemek mümkün değildi…! Bitirilen Okullar, Yurtdışında alınan eğitimler, Özet İş Tecrübeleri… O an Linked-IN’i neden önemli olduğunu daha iyi kavradım.
Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, 2008-2010 dönemleri arasında Cezayir’de çalıştığım dönemlerde, Kişisel PR kavramı bırakın Türkiye’yi, kendi ampirik tecrübeme göre, Projenin ev sahibi Japonlar tarafından da tam oturmamıştı. Elbette, içinde bulunduğum örneklem Japonya’nın geneline ithaf edilemez ama… Gerçek şu ki! Bir Japon tanıdığım da olur…. düşüncesi ile açtığım 2008 tarihli linked-in profilim ise işlevsiz kalmıştı!
Ya aradaki 1.5 sene kadar bir dönemde Linked-In acaip popüler olmuştu, ya da durum bundan daha farklıydı… Zaman içerisinde edindiğim kendi gözlemime göre ise, her ne kadar AŞ’de olsa… Türk sermayesi ile faailiyet gösteren pek çok firmada Linked-in’in halen tanınmadığını fark ettim… Kesin bir düşüncem yok ama öyle zannediyorum ki.. iş yaptığımız expat’lar linked-in’i bir önceki iş yerimde bir hayli popüler yapmıştı…
Linked’in artık her geçen gün daha fazla kitle tarafından benimsenen enterasan bir yer haline geldi… Çevremdeki İK uzmanları ile yaptığım söyleşilerde ve en azından sanal forumlardaki trendden anladığım kadarı ile LinkedIN 175.000.000’dan fazla profesyonelin yer aldığı bir mecra haline gelmiş durumda….
Linked-In aynı zamada devasa bir özgeçmiş bankası olma özelliğini de çok iyi sattığı için… kişisel networking için eşsiz bir hazine haline dönüşmüş durumda!
YORUMLAR